palamar

listen to the pronunciation of palamar
Türkisch - Englisch
moors
warp
cable
hawser
moorings
{D} hawser. ~ boyu (Denizcilik) cable, cable length (unit of length equalling 120 fathoms). ~ı çözmek/koparmak slang to take off, beat it, make tracks. ~ parası/resmi dockage or buoyage
lashing
(Askeri) mooring line
bridle
cablet
palamar ağzı
shackle
palamar babası
dolphin
palamar babası
moor post
palamar babası
capstan head
palamar boyu
(Denizcilik) cable, cable length (unit of length equalling 120 fathoms)
palamar gözü
hawse hole
palamar lombarı
hawse hole
palamar parası/resmi
dockage or buoyage
palamar takımı
moorings
palamar yeri
berth
Türkisch - Türkisch
Palamar, gemileri iskele, rıhtım veya şamandıraya bağlamaya yarayan kalın halattır
(Osmanlı Dönemi) Büyük gemileri karaya bağlamak yahut demir gomneye bedel lengere rabtetmek için kullanılan halat
(Osmanlı Dönemi) Büyük halat. (O.T.D.S.)
(Osmanlı Dönemi) Vaktiyle muharebelerde silâh olarak kullanılan ve yük kaldırmak için kullanılan sırıklar. Sanat Ansiklopedisi
(Hukuk) İp, urgan; kalın ip, savaşlarda silah olarak da kullanılan yük kaldırmaya yarayan kazıklar
Gemilerin rıhtıma veya iskeleye bağlanmasında halattan daha kalın yomalara verilen isim
Bir kaç yomayı kendi bükümlerinin aksi yönünde bükülerek yapılan kalın halat
Gemileri iskele, rıhtım veya şamandıraya bağlamaya yarayan kalın halat
Gemileri iskele, rıhtım veya şamandıraya bağlamaya yarayan kalın halat: "Bir gün tekrar bıkkın demir alınır, palamar çözülür, flok açılıp kürek çekilir."- S. F. Abasıyanık
palamar boyu
Deniz milinin onda biri,120 kulaç
palamar parası
Gemilerin bir iskeleye yanaşmak için ödedikleri para, palamar resmi
palamar resmi
Palamar parası
palamar
Favoriten