Tom boya fırçasını yere koydu.
- Tom put down his paintbrush.
Ellerinde bir boya fırçası olan herkes bir ressam değildir.
- Not everyone who has a paintbrush in their hand is a painter.
Tom elinde bir boya fırçası vardı.
- Tom had a paintbrush in his hand.
Tom boya fırçasını yere koydu.
- Tom set down his paintbrush.
Webb and Veikko watched across a meadow of larkspur and Indian paintbrush, and behind them a little creek rushed down the hillside.