Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

pınar

listen to the pronunciation of pınar
Türkisch - Englisch
fountain

Now the child has already fallen in the fountain. - Şimdi çocuk zaten pınara düştü.

fount

Now the child has already fallen in the fountain. - Şimdi çocuk zaten pınara düştü.

font
(isim) Spring

There was a spring indeed, but it was dry. - Aslında bir pınar vardı, ama kurumuştu.

They satisfied their thirst at the spring. - Pınarda susuzluklarını giderdiler.

spring (a natural fountain); place where water issues from the ground; the water issuing from the ground
well
piet
pınar başı
head
pınar başı
fountain head
pınar suyu
spring water
tuzlu pınar
saline
Türkisch - Türkisch
Bu suyun çıktığı yer, kaynak, memba. Çeşme
Çeşme
Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak: "Paşaoluk Yaylası'nın her bucağından bir pınar kaynar."- R. H. Karay
Bu suyun çıktığı yer, kaynak, memba
Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak
pınar
Favoriten