She loves classical music, whereas I prefer jazz.
- O klasik müzik seviyor oysa ben cazı tercih ederim.
Working part-time at a supermarket, I found that some customers were polite whereas others weren't.
- Bir süpermarkette yarı zamanlı çalışırken, oysa diğerleri değilken bazı müşterileri çok kibar buldum.
Yet, his troubles are not over.
- Oysa, onun sıkıntıları bitmedi.
Danger doesn't come from what we don't know, but from what we believe to be true whereas it isn't.
- Tehlike bilmediğimiz şeyden gelmez, fakat oysa doğru değilken doğru olduğuna inandığımız şeyden gelir.