oylama

listen to the pronunciation of oylama
Türkisch - Englisch
{i} ballot

It's important to complete your ballot. - Oylamanı tamamlamak önemlidir.

vote

The delegates elected him on the first vote. - Delegeler onu ilk oylamada seçti.

The convention voted again. - Kurultay tekrar oylama yaptı.

show of hands

The motion was carried by a show of hands. - Önerge açık oylamayla kabul edildi.

voting

We're voting now on the voting procedure. - Biz şimdi oylama prosedürünü oyluyoruz.

The voting began again at noon. - Oylama öğle saatlerinde tekrar başladı.

putting (something) to a vote
voting, polling
polling
poll
oylamak
{f} vote
oylama aralığı
polling interval
oylama ile kabul etmek
vote through
oylama ile yenmek
vote down
oylama karakterleri
polling characters
oylama listesi
polling list
oylama yapmak
take the vote
oylama yapmak
to take a vote
oylama yapmak
ballot
oylama yöntemi
voting scheme
ağırlıklı oylama
(Mitholoji) Weighted voting
gizli oylama
ballot
oylamak
put to the vote
oylamak
(Dilbilim) put to
oylamalar
votings
Avrupa Parlamentosunda oylama yeter sayısı
(Hukuk) quorum at the European Parliament
ayağa kalkarak oylama
(Hukuk) to vote by standing
açık oylama
open voting
açık oylama
(Hukuk) open vote
gizli oylama
(Hukuk) secret ballot
isim okuyarak oylama
(Politika, Siyaset) vote by roll call
otomatik oylama
autopolling
oylamak
to put (something) to a vote
oylamak
to put to the vote
sürpriz oylama
snap vote
tercihli oylama
(Politika, Siyaset) preferential voting
Türkisch - Türkisch
Oy kullanma işi
Oy kullanma işi: "Bir oylamada hakkım olan bir oyu bile bile esirgemiş, kırmıştı beni."- N. Cumalı
oylamak
Oya koymak veya oya sunmak
oylama
Favoriten