The board unanimously decided to appoint her as CEO.
- Yönetim Kurulu oy birliğiyle CEO olarak onu atamaya karar verdi.
This proposal was unanimously approved.
- Bu öneri oybirliğiyle kabul edildi.
They agreed to it unanimously.
- Onlar oybirliğiyle bunu kabul ettiler.
The bill passed unanimously.
- Tasarı oybirliğiyle geçti.
This proposal was unanimously approved.
- Bu öneri oybirliğiyle kabul edildi.