Karlarla örtülü şu dağa bak.
- Look at that mountain which is covered with snow.
Görebildiğim kadarıyla her şey karla örtülüydü.
- As far as I could see, everything was covered with snow.
Zemin kanla kaplanmıştı.
- The floor was covered with blood.
Karısının yeşil noktalarla kaplanmış yüzünü görünce kalp krizi geçirdi. Katil salatalığın bir kurbanı daha!
- Seeing the face of his wife covered in green spots, he had a heart attack. Yet another victim of the killer cucumber!
Tom artık ebeveynlerinin sağlık sigortası kapsamında değil.
- Tom is no longer covered by his parents' health insurance.
Kaza hasarları garanti kapsamında değildir.
- Accidental damage isn't covered by the warranty.
Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
- The garden was covered with fallen leaves.
O dağ kar ile kaplıdır.
- That mountain is covered with snow.