Uzağa gitsen bile, telefon üzerinden birbirimizle temas kurmaya devam edelim.
- Even if you go far away, let's keep in touch with each other over the phone.
Çocuk, çitin üzerinden atladı.
- The boy skipped over the fence.
Oğlu kayalıkların üstüne düştü.
- His son fell over the cliff.
O, pijamasının üstüne kaftan giydi.
- He wore a robe over his pajamas.
Ben vardığımda parti neredeyse bitmişti.
- The party was all but over when I arrived.
Her şey bitmiş sayılmaz.
- It ain't over till it's over.
Soğuk algınlığımı atlatmam bir aydan daha fazla zamanımı aldı.
- It took me more than one month to get over my cold.
Doksan yıldan fazla yaşamak hiç ender değildir.
- It is not rare at all to live over ninety years.
Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.
- The quick brown fox jumps over the lazy dog.
Kızının ölümü üzerine ağladı.
- He wept over his daughter's death.
Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
- Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
Borçları 1,000 doların üstündedir.
- His debts amount to over $1,000.
Tom'un sorunçıkaran günleri bitti.
- Tom's troublemaking days are over.
Lincoln kutlamaların bittiğine memnundu.
- Lincoln was glad the celebrations were over.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
O, çok fazla iyimser bir bakış.
- That's an overly optimistic view.
Tom sözleşmeyi dikkatli bir şekilde baştan sona okudu.
- Tom carefully read over the contract.
Baştan sona kapıyı beyaza boyadı.
- He painted the door over white.
Kahvaltıdan kalan sütü içtim.
- I drank the milk that was left over from breakfast.
Partiden arta kalan birçok yemek vardı.
- There was a lot of food left over from the party.
Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
- The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
- Tom heard a helicopter overhead.
Satın almadan önce evi iyice inceledik.
- We went over the house thoroughly before buying it.
Onu iyice düşünmem için bana biraz zaman ver.
- Give me some time to think it over.
Onu yapmamanı sana tekrar tekrar söyledim.
- I've told you over and over again not to do that.
Ben onu tekrar yapmak zorunda mıyım?
- Do I have to do it over again?
Tom Mary'nin onun hakkında konuştuklarına kulak misafiri oldu.
- Tom overheard Mary talking about him.
Bir fincan kahve içerken sorun hakkında sohbet ettik.
- We talked about the question over a cup of coffee.
Sen bu iş için gereğinden fazla niteliklisin.
- You're overqualified for this job.
Bu iş için gereğinden fazla kalifiye olduğumu söylediler.
- They said I'm overqualified for that job.
Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.
- Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months.
Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
- This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.
Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
- Tom pulled his cap down over his eyes.
Hatalarına bir daha asla göz yummayacağım.
- I'll never overlook your mistakes again.
Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.
- I don't want to lose Fadil all over again.
Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
- Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
En zor bölüm şimdi bitti.
- The hardest part is over now.
O, başımın hemen üstünden gitti.
- That went right over my head.
Tom onun üstünden geçecek.
- Tom will get over it.
Toplantı nerdeyse bitmek üzere.
- The meeting is almost over.
Öğretim yılı bitmek üzere.
- The school year is almost over.
O tamamen boyayla kaplanmıştı.
- He was covered all over with paint.
Liisa tamamen bunalmıştı fakat orada ona yardım edebilecek kimse yoktu.
- Liisa was completely overwhelmed, but there was no one there who could've helped her.
Babasının ölümü ile ilgili şoku atlattı.
- He got over the shock of his father's death.
Bu noktaya kadar ben dönemdeki siyasi huzursuzluğun büyümesi ile ilgili genel bir bakış sundum.
- Up to this point I have presented an overview of the growth of political unrest in the period.
Sanırım tekrar yeniden başlasak iyi olur.
- I think we'd better start over again.
Yeniden başlayamazsın.
- You can't start over.
Tom Mary'yi her yere götürdü.
- Tom drove Mary all over the place.
Tom her yere baktı ama gizli kapıyı bulamadı.
- Tom looked all over, but he couldn't find the secret door.
Aşırı güvenden sakınmalısın.
- You should beware of overconfidence.
Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
- Dalida died from an overdose of sleeping pills.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Dünyada 800,000'i aşkın Baskça konuşan kişi vardır.
- There are over 800,000 Basque speakers in the world.
O otuzu aşkın olamaz; o hâlâ yirmili yaşlarda olmalı.
- She can't be over thirty; she must still be in her twenties.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Sevdiğin birinin kaybına çok uzun süre ağlama.
- Don't mourn over the loss of your loved one too long.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor.
- Tom is reading over the contract right now.
300'ü geçkin insan tutuklandı.
- Over 300 people were arrested.
Tom başının üstünde gibi hissetti.
- Tom felt like he was in over his head.
Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
- Kate spread the cloth over the table.
Aç kedi çöpü mutfağın her yerine saçtı.
- The hungry cat scattered the trash all over the kitchen.
Giysilerini zeminin her yerine bırakmaktan vazgeç.
- Stop leaving your clothes all over the floor.
Dünyanın her yerinden binlerce insan, NASA astronotu olmak için başvuruyor.
- Thousands of people from all over the world apply to become NASA astronauts.
Buraya dünyanın her yerinden turistler gelir.
- Tourists from all over the world come here.
Sami onu tekrar tekrar yineliyordu.
- Sami was repeating that over and over.
Yine de, savaş bitmedi.
- Still, the war was not over.
2014 Sochi Kış olimpiyatları artık bitti.
- The 2014 Sochi Winter Olympics are now over.
Artık onun hakkında konuşmayalım.
- Let's not go over that again.
Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
- The tree was so tall that it towered over the garden wall.
Yüksek bir kum tepeciğinden bütün adayı görebildim.
- From the tall dune I could see over the whole island.
Tatil boyunca orada kamp yaptık.
- We camped there over the holiday.
Kate hafta sonu boyunca Izu'da kalır.
- Kate stays in Izu over the weekend.
Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
- An airplane had flown over the mountain.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Over meatloaf and mashed potatoes (being careful not to talk with his mouth full), Stanley told about his adventure.
The latest policy was over-conservative.
Let's go over scene 3 from the top.
I think I’m over my limit for calories for today.
Let's walk over the hill to get there.
Sales are down this quarter over last.
How do you receive? Over!.
He bent over to touch his toes.
Climb up the ladder and look over .
Can I sleep over?.
I'll bring over a pizza.
standard cash count forms used to record the count and any overs or unders.
I lost my paper and I had to do the entire assignment over.
four over two equals two over one.
He is finally over his ex-girlfriend.
I moved over to make room for him to sit down.
The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
- The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
- The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.