Kayakları arabanın üstüne koydu.
- He put the skis on top of the car.
Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir.
- A house is built on top of a solid foundation of cement.
Tepenin üstünde bir mahzen kazıldı ve onlar evi yavaşça yoldan tepeye taşıdılar.
- A cellar was dug on top of the hill and they slowly moved the house from the road to the hill.
Kedi masanın üstünde oturuyor.
- The cat is sitting on top of the table.