outside; to the outside; outside of; lacking; externally

listen to the pronunciation of outside; to the outside; outside of; lacking; externally
Englisch - Türkisch

Definition von outside; to the outside; outside of; lacking; externally im Englisch Türkisch wörterbuch

without
olmadan

Televizyon olmadan yaşayamam. - I can't live without a TV.

Farragut, New Orleans'ı savaş olmadan ele geçirdi. - Farragut captured New Orleans without a fight.

without
{e} 1. -siz: You can't live without money. Parasız yaşanmaz. He won't go without her. Onsuz gitmez. It's merely sound without sense. Sadece
without
olmaksızın

O, siyahların şiddet olmaksızın eşit haklar için mücadelelerini kazanabileceklerine inanıyordu. - He believed that blacks could win their fight for equal rights without violence.

Herhangi birinin yardımı olmaksızın onu yapabileceğimi düşündüm. - I thought I could do it without anybody's help.

without
haricen
without
-medeti
without
o olmadan

İtiraf ediyorum, o olmadan yaşamımın bu on yılı boş ve amaçsız olurdu. - I admit that, without him, those ten years of my life would have been empty and without goals.

Biz o olmadan gitmek zorunda kalabiliriz. - We may have to go without her.

without
onsuz

Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen. - You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without.

Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir. - A passport is something you cannot do without when you go to a foreign country.

without
times without numbe
without
(bağlaç) medikçe, meksizin
without
-siz: You can't live without money. Parasız yaşanmaz. He won't go without her. Onsuz gitmez. It's merely sound without sense. Sadece
without
{e} siz

Tom sizin izniniz olmadan gitmedi. - Tom wouldn't leave without your permission.

Öncelikle sormadan sizin herhangi bir şeyinizi asla ödünç almam. - I'd never borrow anything of yours without asking first.

without
gayri ihtiyari
without
without thinking düşünmeden
without
without taxes vergiler hariç
without
conj. medikçe
without
dışarıda

Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin. - It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.

without
edat
without
meksizin
without
{e} meden
Englisch - Englisch
without
outside; to the outside; outside of; lacking; externally
Favoriten