outside of the base lines; in foul territory

Englisch - Türkisch

Definition von outside of the base lines; in foul territory im Englisch Türkisch wörterbuch

Relevante Übersetzungen

foul

{i} kurallara aykırı hareket

foul

{s} pis

Pis bir şeyin kokusunu alıyorum. - I smell something foul.

foul

dolaşmış

foul

dolaşmak

foul

bozuk

Her ne zaman kızsa, bozuk dil kullanır. - He uses foul language whenever he gets angry.

O adamın bozuk bir ağzı var. - That man has a foul mouth.

foul

hain

foul

{i} zor durum

foul

fırtınalı

foul

{s} hilekâr

foul

murdar etmek

foul

haince

foul

çaparız vermek

foul

{s} dolaşık

foul

{s} kirli, pis

foul

(isim) zor durum, faul, kurallara aykırı hareket, çarpışma (gemi)

foul

{s} kötü, fena

foul

{s} hilebaz

foul

{f} çarpmak (gemi)

foul

kabaca

foul

{s} tıkanmış

Englisch - Englisch

Definition von outside of the base lines; in foul territory im Englisch Englisch wörterbuch

foul

Jones hit foul ball after foul ball.

Silbentrennung

out·side of the base lines; in foul Ter·ri·to·ry