outside of; from the inside of; as a result of, because of; from; without

listen to the pronunciation of outside of; from the inside of; as a result of, because of; from; without
Englisch - Türkisch

Definition von outside of; from the inside of; as a result of, because of; from; without im Englisch Türkisch wörterbuch

out of
dışında

Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar. - Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.

Onun kulağının dışında büyüyen çirkin tüyleri var. - He has unsightly hairs growing out of his ears.

out of
haricinde
out of
den dolayı
out of
siz

Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor - Your opinion seems to be out of date.

Sizi oradan çıkaracağız. - We're going to get you out of there.

out of
den

Tom senin dengin değil. - Tom is out of your league.

Bu makine bozuk. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz. - This machine is out of order. Please try again later.

out of
den dışarı
out of
yoksun

Tom onu bir adalet duygusundan yoksun olarak yaptı. - Tom did it out of a sense of justice.

out of
dolayı

Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı. - We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.

Tom John'un evliliğinden dolayı Mary ile konuşamadı. - Tom was unable to talk Mary out of marrying John.

out of
hakkında

Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım. - Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.

Şimdi birkaç aydır yeni gelişmeler hakkında bilgim yok. - I've been out of touch with things for several months now.

out of
1. -den (Yeri değişen birinin/bir nesnenin çıkış yerini bildirir.): Take your hands out of your pockets! Ellerini ceplerinden çıkar! 2
out of
-dan
out of
dışına

O, evin dışına giderken görüldü. - He was seen going out of the house.

Tom bu ayın sonunda kasabanın dışına taşınıyor. - Tom is moving out of town at the end of this month.

out of
-den dolayı
out of
-den yapılmış
out of
-den uzak
out of
arasından

Tavan arasından dışarı çıkma. - Don't come out of the attic.

out of
-den çıkma
out of
-sız
Englisch - Englisch
out of