Görünüm parlak kalıyor.
- The outlook remains bright.
Savunmayı planlamak için görünüm acımasızdır.
- The outlook for planning the defense is grim.
Aramızdaki görüş açısında bir fark var gibi görünüyor.
- There seems to be a difference in outlook between us.
Aramızdaki görüş açısında bir fark var gibi görünüyor.
- There seems to be a difference in outlook between us.
Onun hayata çok materyalist bir bakış açısı vardır.
- He has a very materialistic outlook on life.
Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.
- Culture plays a dynamic role in shaping an individual's character, attitude, and outlook on life.
Japonya görünüşte içe dönük ve yetersiz uluslararası yapıya sahip olduğundan dolayı sık sık eleştirilmektedir.
- The Japanese are often criticized for being inward looking and insufficiently international in their outlook.
The outlook for temperature rises is worrying.
He has a positive outlook on life.
Perched on the edge of the cliff was a hidden outlook.