Dışarıya çıkmadan önce güneş kremi sürün.
- Apply sunscreen before you go outdoors.
Herkes dışarıya koştu.
- Everyone rushed outdoors.
Tom çok açık havaya çıkmaz.
- Tom doesn't get outdoors much.
Gençken açık havada olmayı severdim.
- I loved being outdoors when I was younger.
Gençken açık havada olmayı severdim.
- I loved being outdoors when I was younger.
Açık havada daha fazla zaman harcayan çocukların miyop riski daha düşüktür.
- Children who spend more time outdoors have a lower risk of myopia.
Tom dışarıda çok oynamaz.
- Tom doesn't play outdoors much.
Dışarıda hava kararıyor.
- It is getting dark outdoors.
O onu dışarı kışkışladı.
- She shooed him outdoors.
O, evin dışına fazla çıkmaz.
- She doesn't get outdoors much.
Tom dışarıda çok oynamaz.
- Tom doesn't play outdoors much.
Dışarıda hava kararıyor.
- It is getting dark outdoors.
Ragbi bir açık hava oyunudur.
- Rugby is an outdoor game.
Tom açık havada olmaktan hoşlanıyor gibi görünüyor.
- Tom seems to enjoy being outdoors.
Tom açık havada olmayı sevdi.
- Tom loved being outdoors.
Genelde çocuklar açık havada oynamayı sever.
- Generally speaking, children like to play outdoors.
Tom açık havada olmaktan hoşlanıyor gibi görünüyor.
- Tom seems to enjoy being outdoors.
Ragbi bir açık hava oyunudur.
- Rugby is an outdoor game.
She loves the outdoors.
They went outdoors to light up their cigarettes.