Fevkalade sabır gereklidir.
- Exceptional patience is required.
Çok yakışıklı bir prens istisnai güzel bir prensesle tanıştı.
- A very handsome prince met an exceptionally beautiful princess.
Bu istisnai bir durumdur.
- This is an exceptional case.
Olağanüstü bir şey yapmadım.
- I've done nothing exceptional.
Tom olağanüstü bir basketbol oyuncusudur.
- Tom is an exceptional basketball player.
Çok yakışıklı bir prens istisnai güzel bir prensesle tanıştı.
- A very handsome prince met an exceptionally beautiful princess.
Bu istisnai bir durumdur.
- This is an exceptional case.