out of the ordinary, unusual; superior, excellent

listen to the pronunciation of out of the ordinary, unusual; superior, excellent
Englisch - Türkisch

Definition von out of the ordinary, unusual; superior, excellent im Englisch Türkisch wörterbuch

exceptional
{s} fevkalade

Fevkalade sabır gereklidir. - Exceptional patience is required.

exceptional
istisnai

Bu istisnai bir durumdur. - This is an exceptional case.

Çok yakışıklı bir prens istisnai güzel bir prensesle tanıştı. - A very handsome prince met an exceptionally beautiful princess.

exceptional
müstesna
exceptional
{s} olağanüstü

Sherlock Holmes'ün olağanüstü problem çözme becerileri vardı. - Sherlock Holmes had exceptional problem-solving skills.

Bu olağanüstü bir roze şaraptır. - This is an exceptional rosé wine.

exceptional
{s} ender
exceptional
olağan üstü
exceptional
şaz
exceptional
exceptionally müstesna olarak
exceptional
{s} nadir
exceptional
{s} çok iyi
exceptional
{s} istisna

Bu istisnai bir durumdur. - This is an exceptional case.

Çok yakışıklı bir prens istisnai güzel bir prensesle tanıştı. - A very handsome prince met an exceptionally beautiful princess.

Englisch - Englisch
{s} exceptional
out of the ordinary, unusual; superior, excellent
Favoriten