Onların fiyatı bizimkinin altındadır.
- Their price is below ours.
Biz genellikle, bizimkinin aslında trajik bir çağ olduğunun söylenildiğini duyuyoruz.
- We often hear it said that ours is essentially a tragic age.
Bu açgözlü piçlerin bizimkileri almalarına izin veremeyiz.
- We can't let these greedy bastards take what is ours.
Başkalarının hataları işaret edildiğinde bu hoşumuza gider, fakat bizimkiler işaret edildiğinde değil.
- We like it when others' mistakes are pointed out, but not when ours are.
Bay Tanaka bizim arkadaşımızdır.
- Mr Tanaka is a friend of ours.
Köşe başındaki ev bizim.
- The house on the corner is ours.
Bizim restoran en iyisidir.
- Our restaurant is the best.
Bizim ana dilimiz Japoncadır.
- Our native language is Japanese.
Paying no attention to Lizzy, Mrs. Gibson began calling out our names in alphabetical order.
Thirdly, I continue to attempt to interdigitate the taxa in our flora with taxa of the remainder of the world.
I'm going to see our Terry for tea.
... organized the way ours are, their ability to hold things, ...
... the hydrogen atoms in several parallel universes to ours. But it's at least within the realm ...