otoriter

listen to the pronunciation of otoriter
Türkisch - Englisch
authoritative

Tom is quite authoritative. - Tom oldukça otoriter.

The circulation, as is known, is the main indicator of the periodical's authoritativeness. - Dolaşım, bilindiği gibi, derginin otoriterliğinin ana göstergesidir.

authoritarian

State Capitalism could be democratic or authoritarian. - Devlet Kapitalizmi, demokratik ya da otoriter olabilir.

Book banning is an authoritarian act. - Kitap yasaklama otoriter bir eylemdir.

strict

Tom isn't strict enough with his students. - Tom öğrencilerine karşı yeterince otoriter değildir.

You may as well know that I am a strict instructor. - Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur.

imperious
overbearing
(Kanun) decretory
domineering

Tom's loud and domineering. - Tom yüksek sesli ve otoriterdir.

Tom is domineering, isn't he? - Tom otoriter, değil mi?

bossy

Tom said that Mary was bossy. - Tom, Mary'nin otoriter olduğunu söyledi.

Tom isn't as bossy as he used to be. - Tom eskisi kadar otoriter değil.

authoritarian yetkeli
cathedral
peremptory
otoriter rejim
(Politika, Siyaset) authoritarian regime
otoriter bir şekilde
domineeringly
otoriter bir şekilde
bossily
otoriter ebeveyn
authoritative parent
otoriter ebeveyn
(Pisikoloji, Ruhbilim) authoritarian parent
otoriter güç yapısı
(Pisikoloji, Ruhbilim) authoritarian power structure
otoriter karakter
authoritarian personality
otoriter kişilik
(Pisikoloji, Ruhbilim) authoritarian personality
otoriter lider
(Pisikoloji, Ruhbilim) authoritarian leader
otoriter liderlik
(Askeri) authoritarian leadership
otoriter olmak
boss
otoriter rejim
authoritarianism
otoriter vicdan
(Pisikoloji, Ruhbilim) authoritarian conscience
otoriter yönetici
martinet
Türkisch - Türkisch
Otoritesi olan, otoriteli, yetkeli
Otoriteli
otoriter
Favoriten