otherwise, if not

listen to the pronunciation of otherwise, if not
Englisch - Türkisch

Definition von otherwise, if not im Englisch Türkisch wörterbuch

else
başka

Yemek yemek isteyen başka birisi var mı? - Is there anyone else wanting to eat?

Başka hiç kimse yaralanmadı. - Nobody else got hurt.

else
ayrıca
else
değilse

Memnun değilsen kapı şu tarafta güzel kardeşim. - If you're not happy, you can take your business elsewhere.

Bir futbol skoru 3-0 ise bu, zafer değilse başka nedir? - If a soccer score of 3 to 0 isn't a victory, what else is it?

else
veyahut
else
aksi takdirde
else
daha

O bu şehirdeki başka herkesten daha zengindir. - He is richer than anyone else in this town.

O, bu şehirdeki herhangi başka birinden daha zengin. - He is richer than anyone else in this town is.

else
yoksa

Yapacağım başka bir şey yoksa eve gidiyorum. - If there's nothing else for me to do, I'm going home.

Söyleyecek başka bir şeyin yoksa bana Merhaba, nasılsın? demenin hiçbir faydası yok. - There's no point telling me Hi, how are you? if you have nothing else to say.

else
başka bir durum
else
z. başka: What else can he do? Başka ne yapabilir? Who else was there? Orada başka kim vardı? Where else can they be? Başka nerede
else
ilaveten
else
başka türlü

Tom gerçekten çok başka türlü yapamaz. - Tom can't really do much else.

else
başka zaman
else
başka yer başka zaman
else
How else can he do it? Bunu başka nasıl yapabilir? It was somebody else Baska birisi Hurry or else you will be late Acele et
else
yoksa gecikeceksin
else
yahut
else
aksi halde

Kauçuk botları giyin, aksi halde ayağınızı ıslatırsınız! - Put the rubber boots on, or else you will get your feet wet!

Englisch - Englisch
else

I'm busy Friday; when else (=what other time) works for you?.

otherwise, if not
Favoriten