ortaya çık

listen to the pronunciation of ortaya çık
Türkisch - Englisch
come out

The truth will come out. - Gerçek ortaya çıkacak.

However long you try to hide it, the lies will come out anyway. - Ne kadar saklamaya çalışırsan çalış, yalanlar her zaman ortaya çıkar.

{f} surfacing
arisen

A new difficulty has arisen. - Yeni bir zorluk ortaya çıktı.

The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions. - Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.

arose

This tradition arose in China. - Bu gelenek Çin'de ortaya çıkmıştır.

The earliest civilizations arose in Mesopotamia. - En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.

arise

The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions. - Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.

Bribes are something that arises in conjunction with power organizations. - Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.