Things are about to get wild.
- Ortalık vahşileşmek üzere.
He's back from his travels in Central Asia.
- Orta Asya'daki seyahatlerinden döndü.
Ski jumping is popular in Nordic countries and Central Europe.
- Kayakla atlama İskandinav ülkeleri ve Orta Avrupa'da popülerdir.
I like my steak cooked medium rare.
- Bifteğimi orta pişmiş severim.
I like my steak medium.
- Bifteğimi orta büyüklükte severim.
This does not mean that they have nothing in common with other peoples.
- Bu, onların diğer insanlarla ortak bir şeyi olmadığı anlamına gelmez.
Tom doesn't have a mean bone in his body.
- Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil.
That place is in the middle of nowhere.
- O yer hiçbir yerin ortasında değildir.
This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages.
- Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır.
The tiger laid in the middle of the cage.
- Kaplan kafesin ortasına uzanmıştı.
The middle finger is the longest.
- En uzun parmak orta parmaktır.
I always drive at a moderate speed.
- Ben her zaman orta hızda araba sürerim.
Moderate exercise in the evening helps induce sleep.
- Akşamları orta derecede egzersiz uyumaya yardım eder.
We sat in the center of the room.
- Odanın ortasına oturduk.
This stone has a hole in the center.
- Bu taşın ortasında bir deliği var.
He fainted in the midst of his speech.
- Konuşmasının ortasında bayıldı.
The dark night of the soul is death in the midst of life.
- Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür.
I like my steak medium.
- Bifteğimi orta büyüklükte severim.
The Medieval Era gave way to the Renaissance.
- Orta çağ Rönesansa yol açtı.
These tire tracks were made by a mid-size vehicle.
- Bu lastik izleri orta boy bir araç tarafından yapıldı.
Hazelnuts are harvested in mid-autumn.
- Fındık sonbaharın ortasında hasat edilir.
I thought that my girlfriend was normal, but she turned out to be a succubus!
- Kız arkadaşımın normal olduğunu düşündüm ama onun bir şeytan olduğu ortaya çıktı.
He's just a normal junior high school student, not particularly intelligent.
- O sadece normal bir ortaokul öğrencisidir, özellikle akıllı değildir.
She reads on average three or four books a week.
- O, haftada ortalama üç ya da dört kitap okur.
What is the value of an average home in your area?
- Bölgenizdeki ortalama bir evin değeri nedir?
She can't put together three words in Spanish, and she claims she's intermediate.
- İspanyolca üç kelimeyi bir araya getiremiyor, ve orta düzey olduğunu iddia ediyor.
Intermediate and advanced language courses are given in the language being learned.
- Orta ve ileri dil kursları öğretilen dilde verilir.
What makes you think the Middle East is more important than Mesoamerica, for instance?
- Örneğin Orta Doğu'nun Orta Amerika'dan daha önemli olduğunu sana düşündürten şey ne?
The earliest civilizations arose in Mesopotamia.
- En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.
I am a teacher in the secondary school.
- Ben ortaokulda bir öğretmenim.
Only two years after receiving their secondary school diploma, young people today know merely ten percent of what they learned on school. That's crazy! We must strive for 100 percent.
- Ortaokul diplomalarını aldıktan sadece iki yıl sonra, bugün genç insanlar okulda öğrendiklerinin sadece yüzde onunu biliyorlar. Bu çılgınca! Yüzde yüz için çaba göstermeliyiz.