Palm oil production is the leading cause of deforestation in Indonesia.
- Palmiye yağı üretimi Endonezya'da ormansızlaşmanın önde gelen nedenidir.
Despite the efforts of environmentalists, the deforestation of the region continues.
- Çevrecilerin çabalarına rağmen bölgenin ormansızlaşması devam ediyor.
The lion is the king of the jungle.
- Aslan ormanın kralıdır.
Tom disappeared into the jungle.
- Tom ormanda kayboldu.
Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon.
- Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.
Our artificial island isn't very well forested yet.
- Bizim yapay adamız, henüz çok iyi ormanlık alan değil.
They will go to the woods to pick mushrooms, weather permitting.
- Hava güzel olursa, onlar mantar toplamak için ormana gidecek.
He takes pleasure from long walks in the woods.
- O, ormanda uzun yürüyüşlerden zevk alır.
He has a degree in forestry.
- Onun ormancılıkta bir diploması vardır.
Tom has a degree in forestry.
- Tom'un ormancılık bölümünde bir derecesi var.