orijinal(piyes)

listen to the pronunciation of orijinal(piyes)
Türkisch - Englisch
{s} straight
Of a direction relative to the subject, precisely; as if following a direct line

Go straight back.

Direct, truthful, frank

a straight answer.

Conventional
In poker, five cards in sequence
Undiluted

straight whiskey.

A heterosexual
Of movement or travel, directly; without pause, delay or detour

On arriving at work, he went straight to his office.

Making no exceptions or deviations in one's support of the organization and candidates of a political party; as, a straight Republican; a straight Democrat; also, containing the names of all the regularly nominated candidates of a party and no others; as, a straight ballot
{i} straight line, line that is not curved; straight part, section that is not curved; sequence of five cards (Poker); heterosexual; one who is conventional or conservative
reliable in matters of fact; "he was always straight with me"
Unmixed; undiluted; as, to take liquor straight
characterized by honesty and fairness; "a square deal"; "wanted to do the square thing"
The jaw folder folds each cut off piece of the web to produce a tabloid fold So the signatures come off the jaw cylinder spaced apart by 1/2 the cut off length See Collect
slang: boring, unappealing, bad or of low quality
A straight line or edge continues in the same direction and does not bend or curve. Keep the boat in a straight line Using the straight edge as a guide, trim the cloth to size There wasn't a single straight wall in the building. Straight is also an adverb. Stand straight and stretch the left hand to the right foot
a poker hand with 5 consecutive cards (regardless of suit)
following a correct or logical method; "straight reasoning"
A variant of Strait, a
slang: conventional
not homosexual erect in posture; "behind him sat old man Arthur; he was straight with something angry in his attitude"; "stood defiantly with unbowed back"
orijinal (piyes)
straight
orijinal
original " özgün; unusual; original
orijinal
(an) original
orijinal
inventive
orijinal
original

The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago. - Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.

This poem was originally written in French. - Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.

orijinal
genunine
orijinal
unusual, different
orijinal
prototype
orijinal kimse
original
orijinal konyağınız var mı
Have you got an original cognac
orijinal kopya
master copy
orijinal nüsha
progenitor
orijinal olarak
originally

We'll just do what we originally planned. - Sadece orijinal olarak planladığımız şeyi yapacağız.

This poem was originally written in French. - Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.

orijinal olmayan
unoriginal
orijinal ses
original sound
Türkisch - Türkisch

Definition von orijinal(piyes) im Türkisch Türkisch wörterbuch

orijinal
(sıfat, isim) Fabrikasınca yapılmış olan, taklit olmayan (araç ve gereç)
orijinal
Otantik
orijinal
(mecaz) Alışılagelenden daha değişik, şaşırtıcı nitelikte olan: "Ankara ikliminin en orijinal tarafını ısıda buluruz."- F. R. Atay.; "Zihnim boşaldıkça, Türkçenin güzelliklerini, orijinal cilvelerini düşünürüm."- B. Felek
orijinal
Özgün: "Teslim, bu orijinal isimli kadın, dayımın emektar aşçısıdır."- R. H. Karay
ORİJİNAL
(Osmanlı Dönemi) Değişik
ORİJİNAL
(Osmanlı Dönemi) Bir nümuneye göre olan
ORİJİNAL
(Osmanlı Dönemi) Nev'i şahsına mahsus, kendine mahsus
ORİJİNAL
(Osmanlı Dönemi) Vasıf ve keyfiyetleri cihetinden benzerlerinden ayrı ve üstün
ORİJİNAL
(Osmanlı Dönemi) Fr. Bir şeyin aslı. Tuhaf, garib hâli olan
orijinal
Fabrikasınca yapılmış olan, taklit olmayan (araç ve gereç)
orijinal
Alışılagelenden daha değişik, şaşırtıcı nitelikte olan
orijinal
Alışılagelenden daha değişik, şaşırtıcı nitelikte olan: "Ankara ikliminin en orijinal tarafını ısıda buluruz."- F. R. Atay
orijinal
Özgün
orijinal
Özgün: "Teslim, bu orijinal isimli kadın, dayımın emektar aşçısıdır."- R. H. Karay
orijinal(piyes)
Favoriten