Tom sadece organik gıda yer.
- Tom only eats organic food.
Organik gıda yemek paraya değer mi?
- Is eating organic food worth the money?
Organik madde büyük moleküller tarafından oluşturulmaktadır.
- Organic matter is formed by large molecules.
Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
- We dissected a frog to examine its internal organs.
Patricia turnuvayı organize edecek.
- Patricia will organize the tournament.
Tom bu örgütün bir üyesidir.
- Tom is a member of this organization.
Bu kuruluşun bir üyesidir.
- She is a member of this organization.
O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- He is playing an important role in our organization.
Kuruluşumuzu güçlendirmeliyiz.
- We must beef up our organization.
Terör örgütlerinden nefret ediyorum.
- I hate terrorist organizations.
Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.
- Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
According to a recent survey by Jupiter Research, 80 percent of Web users get information from organic search results.
Most types of German field divisions include an organic reconnaissance battalion, and the remainder have strong reconnaissance companies.
She's a member of this organization.
- O bu organizasyonun bir üyesidir.
I've been a member of this organization for five years. Oh wait, no. Six.
- Ben beş yıldır bu organizasyonun bir üyesiyim. Oh bekle, hayır. Altı.
That organization depends on voluntary contributions.
- Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
Have you heard anything about the organization?
- Organizasyon hakkında bir şey duydunuz mu?
Tom Skeleton was shaking and trembling in every limb.
- Tom Skeleton'un her organı sallanıyordu ve titriyordu.
The brain is the most complex organ in the body.
- Beyin vücuttaki en karmaşık organdır.
The skin is the largest organ of the body.
- Deri, vücudun en büyük organıdır.
... And it's all being driven again by the micro-fossilized bodies of organic ...
... more organic to itself like the music industry ...