Normalde bunu yapmam.
- I don't ordinarily do this.
Normalde, bu bir sorun olmazdı.
- Ordinarily, this wouldn't be a problem.
Genelde, İngiltere'de iklim yumuşaktır.
- Generally speaking, the climate in England is mild.
O teori genelde kabul edilmektedir.
- That theory is generally accepted.
Bu sıradan bir yetenek değildir.
- This isn't any ordinary ability.
O sıradan bir öğrenci değil.
- He is no ordinary student.
Kore yemekleri genellikle sıcaktır.
- Korean food is generally very hot.
Ben genellikle okula yürürüm.
- I generally walk to school.
Kadınlar genel olarak erkeklerden daha uzun yaşamaktadır.
- Women generally live longer than men.
Genel olarak, kadınlar erkeklerden yaklaşık on yıl daha uzun yaşarlar.
- Generally speaking, women live longer than men by almost ten years.
Tom olağan dışı bir şey görmediğini söyledi.
- Tom said he didn't see anything out of the ordinary.
Tom olağandışı bir şey olduğunun farkında değildi.
- Tom wasn't aware that anything out of the ordinary had occurred.
Normal su kullanmak zamanla buhar deliklerini tıkayacak mineral birikmesine sebep olacağı için buharlı ütülerde her zaman damıtılmış su kullan.
- Always use distilled water in steam irons because using ordinary water will cause a mineral build-up over time that will clog the steam holes.
Tom alışılmış şeylerin dışında neredeyse asla bir şey yapmaz.
- Tom almost never does anything out of the ordinary.
Tom alışılmış şeylerin dışında neredeyse asla bir şey yapmaz.
- Tom almost never does anything out of the ordinary.
it hath been usual with the honest and well-meaning host to provide a bill of fare which all persons may peruse at their first entrance into the house; and having thence acquainted themselves with the entertainment which they may expect, may either stay and regale with what is provided for them, or may depart to some other ordinary better accommodated to their taste.