Normalde, bu bir sorun olmazdı.
- Ordinarily, this wouldn't be a problem.
Normalde bunu yapmam.
- I don't ordinarily do this.
Genelde, onun söylediği doğrudur.
- Generally speaking, what she says is right.
O teori genelde kabul edilmez.
- That theory isn't generally accepted.
O sıradan bir öğrenci değil.
- She is no ordinary student.
Benim sıradan insanlara hiç ilgim yok.
- I have no interest in ordinary people.
Kore yemekleri genellikle sıcaktır.
- Korean food is generally very hot.
Bir yemekten sonra, biz genellikle çay içeriz.
- We generally drink tea after a meal.
Genel olarak, kadınlar erkeklerden yaklaşık on yıl daha uzun yaşarlar.
- Generally speaking, women live longer than men by almost ten years.
Genel olarak söylemek gerekirse, oğlanlar kızlardan daha hızlı koşabilirler.
- Generally speaking, boys can run faster than girls.
Tom sokakta olağan dışı bir şey fark etti.
- Tom noticed something out of the ordinary in the alley.
Olağan dışı bir şey yok.
- There's nothing out of the ordinary.
Normal su kullanmak zamanla buhar deliklerini tıkayacak mineral birikmesine sebep olacağı için buharlı ütülerde her zaman damıtılmış su kullan.
- Always use distilled water in steam irons because using ordinary water will cause a mineral build-up over time that will clog the steam holes.
Tom alışılmış şeylerin dışında neredeyse asla bir şey yapmaz.
- Tom almost never does anything out of the ordinary.
Tom alışılmış şeylerin dışında neredeyse asla bir şey yapmaz.
- Tom almost never does anything out of the ordinary.
it hath been usual with the honest and well-meaning host to provide a bill of fare which all persons may peruse at their first entrance into the house; and having thence acquainted themselves with the entertainment which they may expect, may either stay and regale with what is provided for them, or may depart to some other ordinary better accommodated to their taste.