Berbat bir şeyin kokusunu alıyorum.
- I smell something awful.
Dün berbat bir kaza oldu.
- An awful accident happened yesterday.
Çok kötü görünüyorsun. Ne oldu?
- You look awful. What happened?
Ona böyle korkunç şeyler söyledim. Ben çok kötü hissediyorum.
- I said such horrible things to him. I feel so awful.
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
- I'm awfully sorry that I was late.
Tom çok yorgun görünüyordu.
- Tom seemed awfully tired.
Müthiş bir bisikletim var.
- I have an awful bike.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!