Onun söylediğine karşıyım.
- I'm opposed to what he said.
Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
- He's opposed to racial discrimination.
Eğer Allah bizimleyse, sonra kim bize karşı çıkabilir?
- If God is with us, then who can be against us?
Sıkıntılı günlere karşı biraz para biriktirmelisiniz.
- You should save some money against a rainy day.
O, yasalara aykırıdır.
- This is against the law.
O, yasalara aykırıdır.
- That's against the law.
Yen dolar karşısında hâlâ düşük.
- The yen is still low against the dollar.
Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.
- The yen is expected to lose value against the dollar.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
- We opposed his plan to build a new road.
Tom plana karşı çıktı.
- Tom opposed the plan.
Kırmızı yeşilin aksine bir tehlike işaretidir.
- Red, as opposed to green, is a sign of danger.
Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım.
- I'm sorry, but I am opposed to this project.
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
- We opposed his plan to build a new road.
... like diabetes. Let's ' let's pay providers on the basis of performance as opposed to ...
... emit carbon into the atmosphere, as opposed to continuing to do so for free? I think what ...