O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
- He made the best of the opportunity.
Onu görme fırsatı kaçırmamalısınız.
- You shouldn't miss the opportunity to see it.
Bu dünyada hiçbir güvenlik yoktur; sadece şans vardır.
- There is no security on this earth; there is only opportunity.
Bazı değişiklikler yapma şansımız var.
- We have the opportunity to make some changes.
photo op.
... And I think there's a great opportunity here in India to ...
... And it just seemed like a great opportunity, because I ...