Tom'un kesinlikle bu konu ile ilgili daha iyi bir anlayışı var.
- Tom certainly has a better understanding of this matter than I do.
Tom ve Mary'nin bir anlayışı var.
- Tom and Mary have an understanding.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
- I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
Onlar bir anlaşmaya vardı.
- They came to an understanding.
Bizim bir anlaşmamız var.
- We have an understanding.