Elektrikli ısıtıcımızla ilgili doğru gitmeyen bir şey var.
- Something is wrong with our electric heater.
Otomobil elektrikle çalışır.
- The automobile runs on electricity.
Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü.
- He was electrocuted while playing the electric harp.
Elektrikli otomobillerin performansı arttı.
- The performance of electric cars has improved.
Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür.
- A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge.
Kardeşim bir elektrogitar aldı.
- My brother bought an electric guitar.
Şimşek, elektriksel bir olaydır.
- Lightning is an electrical phenomenon.