Isı odanın her tarafına elektrik sobasıyla yayıldı.
- Heat was spread throughout the room by the electric stove.
Elektrikli ısıtıcımız iyi çalışmıyor.
- Our electric heater does not work well.
Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü.
- He was electrocuted while playing the electric harp.
O her sabah elektrikli tıraş makinesi ile tıraş olur.
- He shaves with an electric razor every morning.
Kardeşim bir elektrogitar aldı.
- My brother bought an electric guitar.
Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür.
- A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge.
Şimşek, elektriksel bir olaydır.
- Lightning is an electrical phenomenon.