onun zamanında

listen to the pronunciation of onun zamanında
Türkisch - Englisch
in his day
in one's day
o zaman
then

It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then. - Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.

I cannot believe you did not see him then. - O zaman onu görmediğine inanmıyorum.

o zaman
at the time

Tom was the only person in the room at the time. - O zaman, Tom odadaki tek kişiydi.

Tom claimed that he was working at the time. - Tom o zamanda çalıştığını iddia etti.

o zaman
when then
O zaman
that time

By that time I'll have already left. - O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

O zaman
that the time
o zaman
in that case
o zaman
then of
o zaman
at that time

Few roads existed in North America at that time. - O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

o zaman
at that case
o zaman
by then

By then, however, it was too late. - Ancak, o zamana kadar, çok geçti.

I'll be six feet under by then. - O zamana nalları dikmiş olurum.

o zaman
thereat
onun zamanında
Favoriten