She bought a shirt for him.
- Onun için bir gömlek satın aldı.
Mr White appeared for him in court.
- Bay White onun için mahkemeye çıktı.
I should've been there for him.
- Onun için orada olmalıydım.
I should've been there for her.
- Onun için orada olmalıydım.
The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.
- Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.