She promised to meet him at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
As long as you are with him, you can't be happy.
- Onunla beraber olduğun sürece mutlu olamazsın.
Love is seeing her in your dreams.
- Aşk onu rüyalarında görmektir.
I'm sending her to California.
- Onu Kaliforniya'ya gönderiyorum.
He is in the tenth grade.
- O, onuncu sınıfta okuyor.
First, second, third, fourth, fifth, sixth, seventh, eighth, ninth, tenth... penultimate, last.
- Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onuncu... sondan bir önceki, son.
Yesterday I ran into Yamada, whom I hadn't seen in years.
- Dün Yamada'ya rastladım, ki onu yıllardır görmemiştim.