one who travels; one who has traveled much

listen to the pronunciation of one who travels; one who has traveled much
Englisch - Türkisch

Definition von one who travels; one who has traveled much im Englisch Türkisch wörterbuch

traveler
{i} seyahat eden kimse
traveler
bkz.traveller
traveler
{i} pazarlamacı [brit.]
traveler
{i} seyyah
traveler
{i} gezgin

Gezgin, akşam New York'a ulaştı. - The traveler arrived in New York in the evening.

Kafaları karışmış gezginler yanlış şehre doğru yöneldiklerini fark ettiler. - The confused travelers realized they were headed toward the wrong town.

traveler
{i} yolcu

Yolcular gecikmenin nedenini öğrenmeyi bekliyor. - The travelers are waiting to know the cause of the delay.

Tom'un gerçekten bir zaman yolcusu olduğuna inanan bir sürü insan var. - There are a lot of people who believe that Tom really is a time traveler.

traveler
(isim) yolcu, gezgin, seyahat eden kimse, seyyah, pazarlamacı [brit.]
traveler
{i} yolcu, seyyah, gezgin, gezmen
traveler
{i} (gezici) satış temsilcisi
Englisch - Englisch
traveler
one who travels; one who has traveled much
Favoriten