O adam ünlü bir kabare oyuncusu.
- That man is a famous cabaret performer.
Biz oyuncuyu alkışladık.
- We applauded the performer.
Tom harika bir sanatçı.
- Tom is a great performer.
Hem şarkı hem de dans ile sanatçılar mükemmel bir gösteriyi sahneye koydular.
- With both song and dance, the performers put on an excellent show.