one who instructs; one who imparts knowledge to another; a teacher

listen to the pronunciation of one who instructs; one who imparts knowledge to another; a teacher
Englisch - Türkisch

Definition von one who instructs; one who imparts knowledge to another; a teacher im Englisch Türkisch wörterbuch

instructor
öğretim elemanı
instructor
(Askeri) uçuş öğretmeni
instructor
öğretmen

Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor. - My driving instructor says I should be more patient.

Sürücü öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor. - My driving instructor says that I need to be more patient.

instructor
asistan/öğretmen
instructor
{i} okutman
instructor
eğitmen

Tom serbest paraşütçü eğitmeni. - Tom is a skydiving instructor.

Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur. - You may as well know that I am a strict instructor.

instructor
(Eğitim) Öğretim üyesi
instructor
{i} doçent [amer.]
instructor
(isim) öğretmen, eğitmen, okutman, doçent [amer.], öğretim üyesi
instructor
{i} asistan; okutman
Englisch - Englisch
instructor
one who instructs; one who imparts knowledge to another; a teacher
Favoriten