Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.
- My driving instructor says I should be more patient.
O bir yoga öğretmenidir.
- She's a yoga instructor.
O yirmili yaşlarda bir aerobik eğitmeni olarak çalıştı.
- She worked as an aerobics instructor in her twenties.
Tom'da iyi bir eğitmen.
- Tom is also a good instructor.