one who cannot hear; deaf people collectively

listen to the pronunciation of one who cannot hear; deaf people collectively
Englisch - Türkisch

Definition von one who cannot hear; deaf people collectively im Englisch Türkisch wörterbuch

deaf
{s} sağır

Helen Keller, kör sağır ve dilsizdi. - Helen Keller was blind, deaf and dumb.

Sürekli gürültü bizi sağır etti. - The continual noise deafened us.

deaf
kulak asmamak
deaf
işitme engelli

Bazı işitme engelli insanlar işaret dili kullanmamayı seçiyor. - Some deaf people choose not to use sign language.

O dönemde işitme engelliler için okul yoktu. - No schools for the deaf existed in that era.

deaf
{s} ağır işiten
deaf
kulak asmayan
deaf
duymazlıktan gelen
deaf
{s} dik başlı
deaf
aldırmamak
deaf
sağır ve dilsiz kimse
deaf
turn a deaf ear to dinlememek
deaf
{s} duyarsız
Englisch - Englisch
{i} deaf
one who cannot hear; deaf people collectively
Favoriten