one that dresses; one that gets dressed; bureau, chest of drawers

listen to the pronunciation of one that dresses; one that gets dressed; bureau, chest of drawers
Englisch - Türkisch

Definition von one that dresses; one that gets dressed; bureau, chest of drawers im Englisch Türkisch wörterbuch

dresser
şifoniyer

Tom cüzdanını şifoniyerin üstüne koydu. - Tom put his wallet on top of the dresser.

Mary küpelerini çıkardı ve onları şifoniyerinin üstündeki mücevher kutusuna koydu. - Mary took her earrings off and put them in the jewelry box on her dresser.

dresser
şifonyer

Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir. - Her sewing basket, dresser drawers and pantry shelves are all systematically arranged in apple-pie order.

Saatini şifonyerde bırakmışsın. Bu sabah battaniyeleri taşırken onu orada gördüm. - You left your watch on your dresser. I saw it there this morning while I was moving the blankets.

dresser
ahşap
dresser
cilacı
dresser
yontucu
dresser
perdahçı
dresser
giydiren
dresser
mutfak rafı
dresser
{i} büfe
dresser
iyi giyinen kimse
dresser
kostümcü/şifoniyer/dolap
dresser
{i} giyimine özen gösteren kimse
dresser
{i} tuvalet masası
dresser
{i} kostümcü
dresser
(isim) konsol, şifoniyer, büfe, dekoratör, tuvalet masası, kostümcü, giyimine özen gösteren kimse, ameliyat pansumancısı
dresser
{i} ameliyat pansumancısı
dresser
mutfak dolabı veya rafı
dresser
giydiren kimse
dresser
içine porselen veya gümüş takımlar konulan büfe
dresser
{i} dekoratör
Englisch - Englisch
{i} dresser
one that dresses; one that gets dressed; bureau, chest of drawers
Favoriten