one that dresses; one that gets dressed; bureau, chest of drawers

listen to the pronunciation of one that dresses; one that gets dressed; bureau, chest of drawers
Englisch - Türkisch

Definition von one that dresses; one that gets dressed; bureau, chest of drawers im Englisch Türkisch wörterbuch

dresser
şifoniyer

Tom'un beyzbol eldiveni şifoniyerdeydi. - Tom's baseball glove was on the dresser.

Bu şifoniyer çok yer kaplar. - This dresser takes up too much room.

dresser
şifonyer

Saatini şifonyerde bırakmışsın. Bu sabah battaniyeleri taşırken onu orada gördüm. - You left your watch on your dresser. I saw it there this morning while I was moving the blankets.

Tom şifonyerin arkasında saklı bir şey buldu. - Tom found something hidden behind the dresser.

dresser
ahşap
dresser
cilacı
dresser
yontucu
dresser
perdahçı
dresser
giydiren
dresser
mutfak rafı
dresser
{i} büfe
dresser
iyi giyinen kimse
dresser
kostümcü/şifoniyer/dolap
dresser
{i} giyimine özen gösteren kimse
dresser
{i} tuvalet masası
dresser
{i} kostümcü
dresser
(isim) konsol, şifoniyer, büfe, dekoratör, tuvalet masası, kostümcü, giyimine özen gösteren kimse, ameliyat pansumancısı
dresser
{i} ameliyat pansumancısı
dresser
mutfak dolabı veya rafı
dresser
giydiren kimse
dresser
içine porselen veya gümüş takımlar konulan büfe
dresser
{i} dekoratör
Englisch - Englisch
{i} dresser
one that dresses; one that gets dressed; bureau, chest of drawers
Favoriten