one of two

listen to the pronunciation of one of two
Englisch - Türkisch
bir iki
either
her iki

O her iki eliyle yazabilir. - He can write with either hand.

Her iki yol da seni istasyona götürecektir. - Either way will lead you to the station.

either
ya o ya bu. "Ya konuşuyor ya da şarkı söylüyor" , "Either he is talking or he is singing"
either
hiçbiri

İkizlerin hiçbirini tanımıyorum. - I don't know either twin.

Çocuklardan hiçbirini görmedim. - I didn't see either boy.

either
birinden biri
either
da
either
de değil

Çirkin değilim ama güzel de değilim. - I'm not ugly, but I'm not pretty either.

O, sporların düşkünü değildir, ben de değilim. - He is not fond of sports, and I am not either.

either
ya şu ya bu
either
(olumsuz cümlelerde) de
either
de (değil)
either
ikisinden biri

Bu pulların ikisinden birini sana vereceğim. - I'll give you either of these stamps.

İkisinden biri gitmeli. - Either of the two must go.

either
(or ile) ya ...ya da
either
iki

İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar. - If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were.

İkisinden biri gitmeli. - Either of the two must go.

either
herhangi biri

Ben, onlardan herhangi birini sevmiyorum. - I don't like either of them.

Çocuklardan herhangi birini görmedim. - I didn't see either boy.

either
conj. ya da
either
{s} (sıfat) ikisi de; her iki: "She doesn't like either one." , "İkisini de sevmiyor." , "On either side of him sat a cat." , "Her iki tarafında bir kedi oturdu."
either
{s} her bir

İki kızın her birini tanıyor musun? - Do you know either of the two girls?

either
either this or that , ya bu yada o
either
(bağlaç) ya da, ne de
either
(İnşaat) den biri
Englisch - Englisch
{s} either
one of two

    Türkische aussprache

    hwʌn ıv tu

    Aussprache

    /ˈhwən əv ˈto͞o/ /ˈhwʌn əv ˈtuː/

    Videos

    ... And ' and what's at stake here is one of two things, either Candy ' this blows ...
Favoriten