Bir kez daha deneyelim.
- Let's try one more time.
Bir kez daha söyleyeceğim.
- I'll say it one more time.
Bunu daha önce sadece bir kez yaptım.
- I have only done this one time before.
Kanada'da bir kez bulundum.
- I've been to Canada one time.
Ben dışarıya bir seferde kaç tane kitap alabilirim?
- How many books can I take out at one time?
Klinik, bir seferde hasta başına iki ziyaretçiye izin verdi.
- The clinic allowed only two visitors per patient at any one time.
Tom şimdi Mary ile evli ama o vaktiyle Alice ile evliydi.
- Tom is married to Mary now, but at one time he was married to Alice.
... >>Kevin Allocca: Let's hear it one more time for Taylor Swift. ...