Şimdi sıcaklık sıfırın altında on derece.
- It is ten degrees below zero now.
Termometre 15 derecede durdu.
- The thermometer stood at 15 degrees.
Onun büyük babası yüksek rütbeli bir askerdi.
- His grandfather was a soldier of high degree.
Diplomanı nerede aldın?
- Where did you get your degree?
Tom kimya diplomasına sahiptir.
- Tom has a chemistry degree.
Matematikte yüksek lisans derecem var.
- I have a master's degree in mathematics.
İngiltere'de yüksek lisans dereceleri çok yaygın değildir.
- Master's degrees in Britain are not very common.
If they but knew it, almost all men in their degree, some time or other, cherish very nearly the same feelings towards the ocean with me.