one's opinion; manner of thinking

listen to the pronunciation of one's opinion; manner of thinking
Englisch - Türkisch

Definition von one's opinion; manner of thinking im Englisch Türkisch wörterbuch

sentence
{i} cümle

Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var. - I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do.

Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın. - You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.

sentence
{i} hüküm

Sami cinayetten hüküm giydi ve ölüm cezasına çarptırıldı. - Sami was convicted of murder and sentenced to death.

Tom o hapishanede ömür boyu hapse mahkum tek hükümlü olduğunu öğrendi. - Tom learnt that he was the only convict sentenced to life imprisonment in that prison.

sentence
{i} mahkeme kararı

Bu haksız bir mahkeme kararıydı. - It was an unjust sentence.

Hakim mahkeme kararını okumaya başladı. - The judge started to read the sentence.

sentence
{f} hüküm vermek
sentence
mahkum et

Hakim Tom'u altı ay hapse mahkum etti. - The judge sentenced Tom to six months in jail.

O, Brown'ı asılmaya mahkûm etti. - He sentenced Brown to be hanged.

sentence
(Havacılık) cezalandırmak
sentence
mahkümiyet
sentence
yargı

Yargı ve hüküm farklı şeylerdir. - A verdict and a sentence are different things.

sentence
tümce

Bu tümcede bir yazım hatası var. - This sentence has a typo.

sentence
{i} söz

Böyle bir sözlükte buzdolabı ile ilgili en az iki cümle olmalıdır. - In a dictionary like this one there should be at least two sentences with fridge.

Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır. - But that's not the whole picture. Tatoeba is not just an open, collaborative, multilingual dictionary of sentences. It's part of an ecosystem that we want to build.

sentence
(isim) cümle, tümce, söz, karar, özdeyiş, vecize, mahkeme kararı, hüküm, yargı
sentence
complex sentence girişik cümle
sentence
(Askeri) HÜKÜM: Bir askeri şahıs hakkında askeri mahkeme tarafından verilen karar
sentence
hüküm/cümle
sentence
tümce,v.hüküm ver: n.tümce
sentence
simple sentence yalın cümle
sentence
{f} mahkum etmek
sentence
{i} özdeyiş
sentence
compound sentence bileşik cümle
Englisch - Englisch
sentence
one's opinion; manner of thinking
Favoriten