one's basic nature, or the qualities thereof; essence or personality

listen to the pronunciation of one's basic nature, or the qualities thereof; essence or personality
Englisch - Türkisch

Definition von one's basic nature, or the qualities thereof; essence or personality im Englisch Türkisch wörterbuch

being
{i} olma

İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil. - On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time.

Fakir olmayı zengin olmaya tercih ederim. - I prefer being poor to being rich.

being
yaşam

Yaşaması konusunda hiçbir umut yok - There is no hope of his being alive.

Erkek kardeşime benzediğim söylenmeden sadece bir gün yaşamak istiyorum. - I'd like to go through just one day without being told I look like my brother.

being
vücut
being
oluş

Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler. - All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages.

Özgürlük her şeyi mümkün olduğu kadar zararsız yapabilmekten oluşur. - Liberty consists of being able to make everything as harmless as possible.

being
mevcudiyet
being
varlık

İnsanlar bilinçli varlıklardır. - Humans are conscious beings.

Biyolojik bir varlık olarak insan hayvan dünyasına aittir. - Human as a biological being belongs to the animal world.

being
mahluk
being
canlı/yaşam
being
Tanrı

İnsanoğlu Tanrı'nın suretinde yaratılmıştır. - Human beings were created in God's image.

being
var olan şey
being
beser
being
be ol
being
Supreme Being Allah
being
{i} yapı

Bizim roket yapılıyor. - Our rocket is being built.

Tom onun akşam yemeği için yaptığını beğendiğini söyledi fakat o sadece kibarlık yapıyordu. - Tom said he liked what she had made for dinner, but he was only being polite.

being
{i} varoluş
being
{i} insan

İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil. - On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time.

İnsanoğlu uzaya uçmayı başardı. - Human beings succeeded in flying into space.

being
Cenabıcall into being yaratmak
Englisch - Englisch
being
one's basic nature, or the qualities thereof; essence or personality

    Silbentrennung

    one's Bas·ic nature, or the qualities thereof; es·sence or per·son·al·i·ty

    Aussprache

Favoriten