Okunmayı hak eden bir kitap iki kere okunmayı hak eder.
- A book worth reading is worth reading twice.
İki kere ölç, bir kere kes.
- Measure twice, cut once!
Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük.
- Your income is about twice as large as mine is.
Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
- My brother eats twice as much as I do.
Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.
- I've climbed Mt. Fuji twice.
Komite ayda iki kez toplanır.
- The committee meets twice a month.
Uçak havalandıktan sonra havaalanı etrafında iki defa dolandı.
- The plane circled the airport twice after taking off.
Bir şeyi yapmak için Tom'a iki defa söylemek zorunda değilsin.
- You don't have to tell Tom twice to do something.