Tom, Mary'yi bacağından iki kere vurdu.
- Tom shot Mary twice in the leg.
O iki kere düşünmezdi.
- He wouldn't have thought twice.
Benim iki katım kadar yaşlıdır.
- He is twice as old as I.
Bu tünel onun iki katı kadar uzundur.
- This tunnel is twice as long as that one.
Komite ayda iki kez toplanır.
- The committee meets twice a month.
Almanca dersleri haftada iki kez yapılmaktadır- Pazartesi ve Çarşamba günleri.
- German classes are held twice a week - on Mondays and Wednesdays.
Uçak havalandıktan sonra havaalanı etrafında iki defa dolandı.
- The plane circled the airport twice after taking off.
İki defa aynı hatayı yaptı.
- He has made the same mistake twice.