onaylanmamış

listen to the pronunciation of onaylanmamış
Türkisch - Englisch
uncertified
unacknowledged
unapproved
unconfirmed
unrecognized
unattested
unsanctioned
(Bilgisayar) deprecated
unvalidated
onayla
approve of

I don't approve of his decision. - Onun kararını onaylamıyorum.

Tom certainly didn't approve of the way Mary was behaving. - Tom Mary'nin davranış biçimini kesinlikle onaylamadı.

onayla
{f} approve

Spain approved the treaty. - İspanya antlaşmayı onayladı.

They don't seem to approve of the plan. - Planı onaylayacak gibi görünmüyorlar.

onayla
acknowledged
onayla
(Bilgisayar) confirm

I will call in order to confirm it. - Bunu onaylamak için arayacağım.

I'd like to confirm my reservation for the 30th. - 30'u için rezervasyonumu onaylamak istiyorum.

onayla
(Bilgisayar) verify
onayla
(Bilgisayar) check

Please endorse this check. - Lütfen bu çeki onayla.

onayla
{f} attesting
onayla
{f} approved

My mother finally approved of our plan. - Annem sonunda planımızı onayladı.

Spain approved the treaty. - İspanya antlaşmayı onayladı.

onayla
{f} validating

Validating an angry client's feelings is an effective way of defusing the situation. - Kızgın bir müşterinin duygularını onaylama durumun yatıştırılmasında etkili bir yoldur.

onayla
{f} validated
onayla
approbate
onayla
{f} confirmed

Tom's doubts have been confirmed. - Tom'un şüpheleri onaylandı.

The spokesman confirmed that the report was true. - Sözcü raporun doğru olduğunu onayladı.

onayla
avouch
onayla
validate
onayla
{f} certified
onayla
certify
onayla
{f} acknowledge

Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is. - Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor.

onayla
corroborate

Tom corroborated Mary's story. - Tom Mary'nin hikayesini onayladı.

onayla
okay
onayla
probate
onayla
confirming
Türkisch - Türkisch
tasdiksiz
onaylanmamış
Favoriten