Dükkan tiyatronun tam karşısında.
- The store is just across from the theater.
Onlar, caddenin karşısındaki yeni komşuları ile arkadaş oldular.
- They have made friends with their new neighbors across the street.
Nehri karşıdan karşıya yüzebilirim.
- I am able to swim across the river.
Ben nehri karşıdan karşıya yüzebildim.
- I was able to swim across the river.
Caddenin çaprazlama karşısında bir mahalle bakkalı var.
- There's a convenience store diagonally across the street.
Ben bahçenin içinden kestirmeden gideceğim.
- I'll take a shortcut across the garden.
Evin içinden hızla odasına fırladı ve arkasından kapıyı kapattı.
- She darted across the house to her room and closed the door behind her.
Tom bankadan gelen caddenin öbür tarafında arabasında bekledi.
- Tom waited in his car across the street from the bank.
Ben nehri karşıdan karşıya yüzebildim.
- I was able to swim across the river.
Nehirde karşıdan karşıya feribot seferleri yaparlar.
- They run a ferry service across the river.
Ayrıca hardal almak istiyorum.
- I'd like to have mustard on the side.
Ayrıca sos almak istiyorum, lütfen.
- I'd like to have the sauce on the side, please.
Sami öteki taraftaydı.
- Sami was on the other side.
If we sail off at noon, when will we be across?.
... side was sat at the other side, and all the media, ...
... On the other side of the equation, ...