on the job

listen to the pronunciation of on the job
Englisch - Türkisch
(Ticaret) görevde
(deyim) iş ile ilgili
işbaşında
iş başında, görev başında
(deyim) is basinda. sleep/lie down... isi kaytarmak
iş başında

İş başında yemek yememelisin. - You're not supposed to eat on the job.

Sadece yaklaşık 15 dakika boyunca iş başındaydınız. - You've only been on the job for about 15 minutes.

sevişmekte
iş üstünde
işi olan
working
{i} çalışma

Onlar yeni binada çalışmaktalar. - They have been working on the new building.

Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim. - After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here.

working
çalış durumda olan
working
çalıştırma

Makineleri çalıştırmaya devam etmeliyiz. - We have to keep the machines working.

working
işleyiş

Paranın bir hükmü kalmadığında sistemin tüm işleyişi durur. - When money ceases to have value, the entire system stops working.

working
çalışma jüyesi
working

O benim iş arkadaşımdır. - He is my working mate.

Dokuz-beş işinde çalışmaktan bıktım. - I'm tired of working a nine-to-five job.

working
{s} çalışan

Cuma akşamları, deniz aşırı ülkelerde eşleriyle birlikte çalışan bir grubumuz Chuck's Bar and Grill'de buluşurlar. - On Friday evenings, a group of us with spouses working overseas meet at Chuck's Bar and Grill.

Ben Manny tarafından yönetilen, veri transferi üzerine çalışan çalışma grubu, 14 Ocak 1999'da bir toplantı yapacak. - The working group on data transfer, led by Ben Manny, will hold a meeting on Jan 14, 1999.

working
{i} işletme

İşletme mastırımı bitirme üzerinde çalışıyorum. - I'm working on finishing my MBA.

working
(sıfat) çalışan, işleyen, temel, yeterli, çalışma, iş
working
{i} işleme
working
{i} işleme tarzı
working
(isim) çalışma, işleme, iş, işletme, üretme, halletme, çaba, mayalanma, kazı (maden)
working
köpüren
working
working conditions ç
working
{i} çaba
working
working class işçi sınıfı
working
{i} halletme

Şunu halletmek üzerine çalışıyoruz. - We're working on getting that done.

working
{s} yeterli

Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum. - I'm working like crazy to make sure I have enough time.

Englisch - Englisch
Having sex
working, busy
watchful and prepared for action; "bird watchers on the alert for a rare species"; "cops were on the job and caught them red-handed"
actively engaged in paid work; "the working population"; "the ratio of working men to unemployed"; "a working mother"; "robots can be on the job day and night"
working
obtained whilst working
relating to or associated with a job or employment; "on-the-job training"; "on-the-job requirements
see job. while working, or at work in-service, in-house in-house
on the job

    Silbentrennung

    on the Job

    Türkische aussprache

    ôn dhi cōb

    Aussprache

    /ˈôn ᴛʜē ˈʤōb/ /ˈɔːn ðiː ˈʤoʊb/

    Etymologie

    [ 'on, 'än ] (preposition.) before 12th century. Middle English an, on, preposition & adverb, from Old English; akin to Old High German ana on, Greek ana up, on.

    Videos

    ... trillion dollar deficits every year. That doesn't get the job done. ...
    ... not just referring to enabling people to find a job or their ...
Favoriten