Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
- After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
Onlar onun üzerinde çalışıyorlar.
- They're working on it.
Sorun şu an yanımda paramın olmamasıdır.
- The trouble is that I have no money on me now.
Yanımdaki bütün parayı Tom'a verdim.
- I gave Tom all the money I had on me.
beers on me - biralar benden.
'For', says she, 'he is run off I know not where, but as he makes his bed, must he lie on't; and if he run away for his pleasure, may stay away for mine.